9 Eylül 2015 Çarşamba

10 Myths About Creativity You Need to Stop Believing Now

Çoğu insan yaratıcılığın tanrısal ilhamla geldiğini, tahmin edilemez olduğunu ve sadece birkaç şanslı insana bahşedildiğini düşünür.

İş konusunda yaratıcılık için birçok popüler efsane dolaşmaktadır, ama hiçbiri bilimsel kanıta dayanmamaktadır. David Burkus’un yayınladığı “Yaratıcılık Efsaneleri“(The Myths of Creativity) adlı yeni bir araştırma inovasyonu tetikleyen işlemleri ve güçlerin gizemini çözmeye yardımcı oluyor.

Burkus’un araştırması her zaman inanmış olduğum fikirleri destekliyor – düzgün eğitimle, sağduyu sahibi ve gerçeklere bağlı kalan herkes yaratıcı ve yenilikçi yeni fikirler, projeler, işlemler ve programlar ortaya koyabilir.

İlk adım düşüncelerinizi kısıtlamamak. Bu, aşağıdaki on zamana meydan okumuş yaratıcı düşünce ile ilgili efsaneyi takip etmeyin demek oluyor.

1. Evreka (Buldum!) Efsanesi. Yeni fikirler bazen ani içgörü olarak gelir gibi görünür. Ama araştırmalar gösteriyor ki, bu içgörüler aslında problem üstünde önceden yapılmış sıkı çalışmaların nihai sonucu. Bu yeni evrekavari yenilikçi düşünceler ortaya çıkmadan önce, ipuçlarını aklımızda birleştire birleştire zaman içinde bilinçaltında tasarlanmaya devam eder.

2. Soy/Irk Efsanesi. Çoğu insan yaratıcılık yeteneğinin genetik veya kalıtsal bir özellik olduğuna inanır. Oysa ki kanıtlar tam tersini desteklemektedir. Yaratıcı bir soy/ırk diye bir şey yoktur. Kendine güvenen ve bir problem üzerinde elinden gelenin en iyisini yapan insanlar, yüksek ihtimalle konuyla ilgili yaratıcı çözümlerle gelen insanlar olacaktır.

3.Orijinallik Efsanesi. Fikir haklarıyla ilgili uzun süredir var olan bir efsane vardır – yaratıcı düşünce, o düşünceyi bulan insana aittir. Ama tarihsel ve deneysel araştırmalar gösteriyor ki, yeni fikirler aslında eski düşüncelerin bir birleşimi ve bu yeni düşünceleri paylaşmak daha fazla yenilikçi düşünce doğuruyor.

4.Uzman Efsanesi. Birçok şirket yaratıcı düşünce akışını sağlayabilmek için teknik uzmanlara veya uzmanlardan oluşan bir takıma bel bağlıyor. Daha zor problemler daha da uzman kişilerin yardımına ihtiyaç duyuyor diye düşünülüyor. Oysa araştırmalar, bilhassa zor problemlerin, konuya dışarıdan bakabilecek bir insanın perspektifine veya bir işin nasıl yapılamayacağına dair bilgisi olmayan ve böyle fikirlerle sınırlanmamış kişilere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.

5.Teşvik Efsanesi. Uzman efsanesi çoğunlukla bir diğer efsaneyi doğuruyor; parasal veya başka şekillerde teşvik arttıkça motivasyon artıyor ve bu yenilikçi yaratımı artırıyor deniliyor. Teşvik yardımcı olabilir, ama insanlar sistemi kendi çıkarları için kullanmayı öğrendiklerinde genelde yarardan çok zararı vardır.

6.Tek Yaratıcı Efsanesi. Bu efsane, destekleyici çalışma ortamını ve işbirlikçi ön hazırlık çabalarını hiçe sayarak, büyük buluşların ve çarpıcı yaratıcı işlerin tek bir kişiye atfedilmesinden gelen tarihi yeniden yazma eğilimimizi yansıtır. Yaratıcılık çoğunlukla bir takım çalışmasıdır ve yaratıcı takımlara dair yakın zaman araştırmaları liderlerin mükemmel bir yaratıcı topluluk oluşturmasına yardımcı olur.

7.Beyin Fırtınası Efsanesi. Çoğu danışman günümüzde beyin fırtınası kavramını, yani yaratıcı buluşlar elde etmek için konuyu, ne kadar uzak ve saçma olursa olsun, her olası açıdan ele alan spontane grup görüşmeleri tavsiye eder. Ne yazık ki, “fikirleri ortaya saçma”nın yaratıcı buluş oluşumuna yardımcı olduğuna dair bir kanıt yoktur.

8.Uyum sağlama Efsanesi. Bu efsaneye inananlar yenilikçi düşüncenin ortaya çıkması için herkesin iyi geçinmesini ve beraber mutlu bir ortamda çalışmalarını isterler. İşte bu yüzden etrafımızda çalışanların futbol oynadığı ve beraber ücretsiz öğlen yemekleri yediği bir sürü “gülünç” şirketler görüyoruz. Gerçek şu ki, yaratıcılığıyla ünlü bir çok şirket çalışanlarının yaratıcılığını daha da artırmak adına işleyişte muhalefet ve çekişmeyi sağlayacak yollar oluşturmuşlardır.

9.Kısıtlamalar Efsanesi. Bir diğer popüler kavram ise kısıtlamaların yaratıcılığı aksattığı ve yenilikçi düşüncenin sadece “sınırsız” kaynağa sahip insanlardan çıktığı fikridir. Araştırmalar ise yaratıcılığın kısıtlamalara bayıldığını gösteriyor. Belki de şirketler tam tersini yapmalılar – İnsanların yaratıcı potansiyelini ortaya çıkarmak için özellikle kısıtlamara gitmeliler.

10.Fare Kapanı Efsanesi. Başkaları bir fikir elde ettiğimizde iş bitmiştir gibi yanlış bir fikre kapılır. Ancak dünya önümüze kapıya açılan bir yol koymayacak veya biz iletişim kurmaz, piyasaya sürmez ve doğru müşterileri bulmazsak daha iyi bir fare kapanı fikrine ait bir kapıyı göstermeyecektir. Hepimiz biliyoruz ki, en azından bir tane hala bilinmeyen “daha iyi bir fare kapanı” var.

Eğer yukarıdakiler iş konusunda yaratıcılıkla ilgili efsanelerse, gerçek öğeler nedir o zaman? Harvard Üniversite Araştırma Direktörü Teresa Amabile’e göre yaratıcılık dört birbirinden farklı öğeden oluşur: konuda tecrübeye dayalı bilgi, tanımlanmış yaratıcılık yöntemi/metodolojisi, konuya kendini verecek insanlar ve yeni fikirlerin şirket tarafından kabulü. Bu öğelerin örtüştüğü durumda yaratıcılık başlar.

Eğer genç yenilikçi şirketinizin başarısının rakiplerine göre daha yaratıcı ve yenilikçi olmasına dayandığını düşünüyorsanız, körlemesine eskiden kalma efsaneleri takip etmeyin. Bunun yerine çalışma ortamınızda gerekli olan yaratıcılık öğelerini anlamaya ve beslemeye gerekli zamanı harcayın. Ne kadar yaratıcı bir şekilde işinizde yenilikçiliğin peşine düşüyorsunuz?

Kaynak: Alıntıdır; http://boraozkent.com/2013/10/29/10-super-yanlis-yaraticilik-efsanesi/

0 yorum:

Yorum Gönder